sorma ne haldeyim

casper
çok efkarlı bir zeki müren şarkısıdır. daha sonralarda farklı şarkıcılar tarafından da yorumlanmıştır. https://www.youtube.com/watch?v=Gxaa3AG9Z8s
Gün ağarınca boynum bükülür
Dalarım uzaklara gönlüm sıkılır

Sorma ne haldeyim
Sorma kederdeyim
Sorma yangınlardayım zaman zaman
Sorma utanırım
Sorma söyleyemem
Sorma nöbetlerdeyim başım duman

Ah bu yangın beni öldürüyor yavaş yavaş
Kor kor ateşler yanıyor içimde
Aşkı beni kül ediyor...

nasıl giriş yapacağım

cayisallama
Arkadaşlar;
Sözlük taşındığı için mevcut parolalarınız gitti. Giriş yaptığınızda hata verecektir. Peki nasıl giriş yapacaksınız?
1- Giriş yap alanına gidip şifremi unuttum'a tıklıyorsunuz.

2-Gelen ekranda kullanıcı adınızı ve şifrenizi giriyorsunuz. gönder diyorsunuz.

3-mail adresinize gidin. Mail adresinize gelen maili açın. Parolanızı değiştirmek için aşağıdaki linke tıklayın diyor. Tıklayın. Tıkladıktan sonra şöyle bir ekran gelecek. Burada gösterilen sizin şifreniz.

4-Kullanıcı adınız ve şifreniz ile giriş yapabilirsiniz. Giriş yaptıktan sonra lütfen ayarlar bölümünden şifrenizi değiştirin.
5- Benim mail adresi hatalıydı ne yapmam lazım? memursozluk@gmail.com adresine mail atın, kullanıcı adım şu, mail adresim şu diye, size dönüş yapalım.
6-Yeniden üye olmak istiyorum diyorsanız, üyeliği kaldırdık. Üye olmak için de mail atmanız gerekecek. memursozluk@gmail.com
7-sözlükle ilgili eksiklikler var ne olacak bunlar? bi haftaya hepsi düzenlenecek. Eksiklikleri görüyoruz ve çalışıyoruz.

maaşlı işten bıkıp kendi işini kurmak

Plastantia
birşeyler yazdım fakat tekrar sildim. aklıma bukowski'nin şu sözleri geldi ve bence söylenmesi gerekeni söylemiş;

''Azimli olmadığım doğru ama azimli olmayanların da yaşayabilecekleri bir yer olmalıydı, mevcut yerlerden daha iyi bir yeri kastediyorum. Sabahın altı buçuğunda bir çalar saat sesiyle uyanıp yataktan fırlayan, giyinip zorla bir şeyler atıştıran, sıçıp, işeyip, dişini fırçalayan, saçını tarayan, başka birine büyük paralar kazandırdığı bir yere ulaşmak için trafikle boğuşan ve tüm bunlara sahip olma fırsatı bulduğu için müteşekkir olması istenen biri hayattan nasıl keyif alabilir''

monografi

cayisallama
Türkçe'ye Fransızca monographie sözcüğünden geçmiş olup, bilimsel alanlarda özel bir konu, sorun ya da kişi üzerine yazılmış, kendi başına bir bütün oluşturan kitaplara verilen isimdir.

abd kızılderililerin topraklarına nasıl kondu

imschrolled
arşivden bir yazı. "alıntıdır." enteresan bir acı, yaşanmışlık, öykü, ne derseniz.

Kızılderililer nasıl insanlardı?
Fotoğrafta Kızılderili kadınlar. ABD aynı zulmü Siyahderililere de yaptı. Zaten insanları siyah derili Kızılderili ve beyaz diye ayıran ilk ABD oldu. Daha önce sadece iyi ve kötü insanlar vardı. Okunması gereken güzel bir yazı. DOĞAR DOĞMAZ AĞZI KAPANAN ÇOCUKLAR.. Amerika Kıtasında Ekim ayının ikinci pazartesi "Kolomb Günü"dür. Şenliklerle, şölenlerle kutlanır.. Amerika üç gündür Kolomb Günü'nü kutluyor.. Bazı ülkelerde milyonlar çılgınca eğleniyor.. Peki kutlanan ne?..

1492 yılında Cenovalı kaşif Kristof Kolomb'un Nina, Pinta ve Santa Maria gemileri Amerika kıyılarına yanaştığında onları Arawak kızılderilileri karşıladı.. Kızılderililerin inancında Tanrılar sakallıydı ve denizden gelmişlerdi.. Sakallı istilacıları görünce onları doğaüstü sandılar.. Yüzerek selamladılar.. Mısır, patates ikram ettiler.. Atları, iş hayvanları, demir silahları yoktu.. Ama kulaklarına ince altın süsler takıyorlardı.. İşte o altınlar sonları oldu..

Kolomb kızılderililerle ilgili ilk izlenimlerini İspanya Kraliçesine şöyle yazmıştı..
“Bu insanlar o kadar yumuşak başlı, barışsever ki, yeryüzünde bunlardan daha iyi bir ulus bulunmadığına Majestelerinizin önünde ant içebilirim. Komşularını kendileri kadar seviyorlar, konuşmaları son derece tatlı ve kibar, konuşurken hep gülümsüyorlar; gerçi çırılçıplak dolaşıyorlar ama davranışları terbiyeli ve övgüye değer”

Seyir defterine de şunları eklemişti.
"Onlara kılıçlarımızı gösterdik. Demir silahları ilk kez gördükleri belli. Kesmenin ne demek olduğunu bilmediklerinden, bazıları kılıçların keskin tarafını tutunca ellerini kestiler. Bu insanlar ne herhangi bir mezhebe bağlılar ne de puta tapıyorlar. Kötülüğü tanımıyorlar, birbirlerini öldürmeyi bilmiyorlar. Hiç silahları yok... Kızılderililer son derece sade, dürüst ve eli açık insanlar. Herhangi birinden sahip olduğu herhangi bir şey istenince hemen veriyorlar. Kötülüğün ne olduğunu hiç bilmiyorlar, çalmıyorlar, öldürmüyorlar. Komşularını kendileri kadar çok seviyorlar. Dünyada onlar kadar tatlı dilli insanlar yoktur. Her zaman gülüyorlar."

Bir de not düşüyordu.
"Bu insanların çalıştırılması, ekin ekmesi, gerekli her işe koşulması ve bizim (Avrupalalıların) gelenek ve göreneklerimizi benimsemesi gerektiği kanısındayım"

Ardından katliam başladı.. Sakallı yabancılar altın ve değerli taş aramak için köyleri yağmaladı, yakıp yıktı.. Yüzlerce kadını, erkeği, çocuğu kaçırdılar.. Kadınlara tecavüz ettiler.. Direnen erkeklerin kulaklarını kestiler, kafa derilerini yüzdüler.. Gemilerine atıp köle olarak satılmak üzere Avrupa'ya götürdüler.

Kolomb'un 12 Ekim 1492'de San Salvador sahiline ayak basmasının üzerinden on yıl bile geçmeden bütün kabileler, yüzbinlerce insan yok edildi.. Ardından akın akın geldiler.. Tüm Amerika Kıtasını cehenneme çevirdiler.. Katliamlara papazlar da katıldı.. Katolik olmayı kabul etmeyen Kızılderili şamanları ayaklarından asılarak canlı canlı yakıldı.. Kolomb Amerika'ya vardığında dünya nüfusunun 5'te biri kızılerili idi.. Sayıları 70 milyonu geçiyordu.. 1492'den bugüne sadece 2 milyon kaldılar..

Dünya tarihinin en büyük soykırımını yapan Avrupalı istilacıların bu katliamı kitaplara şöyle yansıdı..
"İspanyollar istilacılar her geçen gün daha kibirli oluyordu.. Aceleleri varsa yerlilerin sırtına biniyorlardı..İspanyolların canavarlığı sınır tanımıyordu.. birgün ikisi de birer papağan taşıyan iki yerli çocuğa rastlayan iki papaz, papağanları aldılar ve sırf zevk olsun diye çocukların kafasını kestiler”

Las Casas
"Ben Küba'da iken üç ayda yedi bin çocuk öldü. Acıdan çılgına dönen bazı anneler bebeklerini nehirde boğuyorlardı... Böylece erkekler madenlerde, kadınlar ağır çalışma içinde ve çocuklar da süt bulamadıkları için ölüyordu... bu kadar büyük, güçlü ve verimli topraklar kısa sürede boşaldı. İnsanlığa o kadar yabancı olan tüm bunları kendi gözlerimle gördüm ve şimdi bile yazarken ürperiyorum."

Las Casas
“Tanrı'nın hususi takdiriyle savaştan kaçan kızılderililerin tamamına yakını çiçekten öldürdük. Tanrı topraklarımızı temizledi”
"Massachusetts Körfezi Kolonisi'nin ilk valisi John Wintrop
"Kızılderilileri yakıyorduk..Onları böyle ateşte kızarırken ve bu ateşi söndüren kan gölünde görmek korkunç bir manzaraydı, çürüyen cesetler ve bunlardan yayılan koku berbattı fakat zafer tatlı bir fedakârlık gibiydi..Bizlere olağanüstü yardımlarda bulunarak bu kadar gururlu ve kibirli bir düşmanı elimize düşüren, bu kadar çabuk bir zafer bahşeden Tanrı'ya şükranlarımızı sunarız."
Plymouth Kolonisi'nin Valisi William Bradford
"Kızılderililerin hamal olarak kullanılmasını kınamıyorum. Ancak bir adamın bir domuza ihtiyacı varken 20 tane öldürüyordu. 4 Kızılderili'ye ihtiyaç duyduğunda bir düzine alıyordu. Metreslerini omuzlarda taşınan hamaklar içinde fakir Kızılderililer'e taşıtan birçok İspanyol vardı. Bu uygulamalar esnasında yerlilerin maruz kaldığı kötü muameleler, zararlar, soygunlar, haksızlıklar ve büyük kötülüklerin sayılması istense bunun sonu gelmez. Çünkü onlar için Kızılderilileri öldürmek, yararsız hayvanları öldürmekte birdi."

Cieaze de Leo
"Kızılderililerin eğer altını yoksa çocuklarını satarlardı. eğer çocukları da kalmamışsa kendi hayatlarını verirlerdi. Bu haraçları veremediklerinden ötürü Kızılderililer işkence acıları altında ya da gaddarca zindanlarda öldürülürdü. Zira İspanyollar onlara hayvani bir vahşilikle muamele ediyor ve onları hayvandan daha aşağı görüyorlardı.. Kızılderililerin cesetleri köpeklerin önüne yem olarak atılıyor, vücutlarından yaralara iyi gelebilecek bir yağ üretiliyordu. Kızılderili kadınlar sıra hâlinde direk ve ağaçlara, çocukları da onların ayaklarına asılıyordu."

Papaz Motolinia
"Sırf eğlence olsun diye, kadın erkek demeden yerli halkın ellerini, burunlarını ve kulaklarını kesip kopardıklarını ve bunun bölgenin değişik yerlerinde defalarca tekrarlandığını kendi gözlerimle gördüm.
Memeden kesilmemiş bebekleri annelerinin göğsünden alarak onları en uzağa fırlatma konusunda birbirleriyle yarıştılar.”

Bartolome de Las Casas
"Askerler pek çok Kızılderili'yi uykularında öldürdüler. Annelerinin göğüslerinden çekilip alınan bebekler anne-babalarının gözleri önünde kılıçla parçalanıyor ve bebeklerin parçaları ateşe atılıyordu. Kundaktaki bebekler beşikleri içinde parçalanıyor, kafaları eziliyor, en taş-yürekli adamın bile vicdanını sızlatacak bir vahşilikle öldürülüyorlardı..Bazı bebekler nehre atıldı, onları kurtarmak için anne ve babaları da suya atladı. Ama askerler ne çocukların ne de anne-babaların sudan çıkmalarına izin vermediler, hepsi boğuldu.”

David de Vries
Kızılderili kadınları çocukları doğduğunda elleriyle onların ağzını kapatırlar..
Nefes alması için ellerini bir süre çekip, bebeğin tekrar ağlamasına fırsat vermeden aynı hareketi tekrarlarlar..

Ağlamamak, gözlerini dünyaya açan bir Kızılderilinin aldığı ilk derstir..
Beyaz adamdan kaçarken, kucaktaki bebeğin ağlaması her şeyin sonu demektir..

Dersini iyi alamayan bir bebeğin çıkaracağı ses, kurşun yağmurundan ölmek demektir.

Amerika Kıtası bugünlerde \"Kolomb Günü\" nü kutluyor.. Şenlikler, şölenler yapılıyor.. Milyonlar çılgınca eğleniyor.. Kolomb'tan bu güne 524 yıl geçti.. 524 yılda 70 milyondan fazla insan katledildi.. Bir kültür yok edildi..
Beyaz adamın bu eğlencesi(!), kızılderililerin sonu oldu.. İyi kutlamalar.
(Sedat Kaya, Datça)

hangouts

kuntakinte
android işletim sisteminde google - gmail alt yapısı ile yazışmaya yarayan uygulama. kimlik gizleme konusunda başarılı. Onun dışında biraz gereksiz gibi duruyor. bir avantajı bilgisayardan da rahat girilmesi.

ios'da da varmış.

okumaya değer hikayeler

Alangoya
O zamanlar tığ gibi delikanlı, cepte para çok. Oyuncu bir de, Mavi Boncuk filmini çekiyoruz, bir gün setten çıktık, eve gidiyoruz, ben Laleli'de oturuyorum, Kemal, benden önce çıktı, herkes yevmiyesini almış, taksiyle giden gitti, kendi arabasıyla giden gitti, baktım ki Kemal yürüyerek gidiyor, üç kilometre var gideceği yer. Her gün yürüyerek gidip geliyor, merak ettim nereye gidiyor bu adam böyle diye.
Uzun süre yürüdü, sonra bir bankta bir adam yatıyordu, kaldırdı adamı, bir şeyler konuştular, sonra cebinden para çıkarıp verdi. Şaşırmıştım, sonra biraz daha ilerde bir lokantaya girdi, bir şey yemeden çıktı, oraya da para verdiğini görmüştüm..
Bıraktım takibi, banktaki adama yaklaştım,
'Tanıyor musunuz o az önce size para veren adamı?' dedim.
'Adını bilmem, sormam da. Her gün para verir bana..'dedi,
Teşekkür ettim, az ilerdeki lokantaya gittim,
'Az önce gelen beyin borcu mu var size?' dedim, tanımadılar beni,
'Kemal abinin mi, yok hayır bize her gün evsizler uğrar, yemek yediririz,o da sağ olsun, onların yemek masrafını öder..' dedi.
Ertesi gün Kemal'in yanına gittim,
'Sen ne güzel bir adamsın ya..'dedim, ne olduğunu anlayamadı, sarıldım ağladım..
'Ölme sen benden önce..' dedim,
dinletemedim...
| Emel Sayın |

tümdengelim

abuzeroklava
Zihnin genel yargılardan özel sonuçlar çıkarmasıdır. Örnek : Bütün madenler ısınınca genleşir. “Demir madendir.” O halde, demir ısınınca genleşir. Tümdengelimin doğruluk değeri kesindir. Çünkü bütün doğru ise parça da doğru olmak zorundadır. “Bütün madenler ısınınca genleşir.” “Demir ısınınca genleşir.” Tümdengelim, mantık doğrusunun açık bir örneğidir.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol

tag heuer carrera womens price montblanc timewalker 2017 replica watches rolex oyster perpetual datejust made in hong kong vintage heuer chronograph replica watches hublot 992703 price panerai limited edition 2015 replica ladies watches ulysse nardin watches platinum brand watches for ladies uk replica watches belfort watch kickstarter breitling yellow face chrono uk replica watches